- zor
sıfat Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı"Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir." - B. Felek
- üzgün
sıfat Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder"O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." - T. Buğra
- tutuk
sıfat Akıcı, rahat konuşamayan"Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi." - E. Şafak
- rahatsızlık
isim Rahatsız olma durumu, tedirginlik"Bununla beraber içimde bir rahatsızlık var, unutulmaktan korkuyorum." - H. E. Adıvar
- gergin
sıfat Gerilmiş durumda olan"Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır." - İ. A. Gövsa
- rahatsız
sıfat Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz"Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu." - H. S. Tanrıöver
- afacan
sıfat Zeki ve yaramaz (çocuk)"Güneş ise afacan bir çocuk gibi bulutlarla saklambaç oynuyor, bir kaybolup bir gözüküyordu." - A. Kulin
- endişeli
sıfat Endişesi olan"Sıkıntılı, heyecanlı günler yaşıyoruz fakat endişeli değiliz, korkmuyoruz." - E. M. Karakurt
- kuşku
isim Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba, şek"Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." - T. Buğra
- huzursuz
sıfat Huzuru olmayan, tedirgin, rahatsız"Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yan aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk." - A. Kutlu
- kaygılı
sıfat Kaygısı olan, üzüntülü"Kadın kaygılı bir sesle bağırdı." - H. E. Adıvar
- tedirgin
sıfat Rahatı, huzuru kaçmış, bizar"Herkes tedirgin, kuruntulu ve heyecanlı idi." - T. Buğra
- rahatsız edici
- endişe eden. uneasily rahatsızmış gibi. uneasiness huzursuzluk
- kuşku.
- sıkıntılı, tedirgin, rahatsız, endişeli