Tutuk
anlamı sıfat 'Tutuk' 1 kelime ve 5 harften oluşmaktadır.
-
sıfat Akıcı, rahat konuşamayan"Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi." - E. Şafak -
Eski işlevini göremez duruma gelmiş"Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde." - E. Şafak -
Olması gereken gibi olmayan"Millî takım bugünlerde tutuk." -
Bir organ hareket edemez olmuş"Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk." - A. İlhan -
Kısılmış, kesik"Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu." - P. Safa -
hukuk Tutuklu -
Kapalı, tıkalı -
Sıkıntılı"Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı." - R. E. Ünaydın -
Durgun, çekingen, sıkılgan"Bu babadan geçme derviş huyum, hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar." - N. Meriç
Tutuk ile ilgi cümleler (0)
"tutuk" ile ilgili cümle görmek istiyorsan, aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de tutuk -
tutukevi : isim Tutukluların kapatıldığı yer, tomruk, dam (I), tevkifhane
-
dili tutuk : sıfat Serbestçe, kolaylıkla konuşamayan (kimse)