- kredi
isim, ekonomi Borç ödemede güvenilir olma durumu"Piyasada kredisi var."
- emniyet
isim Güvenlik"Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar." - E. E. Talu
- ümit
isim Umut"Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım." - A. Gündüz
- görev
isim Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
- vakıf
isim Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para
- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- ümit etmek
umut etmek"Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım." - A. Gündüz
- sorumluluk
isim Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet"Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı." - M. Yesari
- emanet
isim Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia"Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." - S. Birsel
- itibar
isim Saygınlık"Benim bir kuru itibardan başka neyim var bu dünyada kaybedecek?" - N. Cumalı
- inanmak
-e Bir şeyi doğru olarak benimsemek"Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez." - N. Ataç
- güvenmek
-e Güven duymak, güveni olmak, itimat etmek"Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" - B. R. Eyuboğlu
- ummak
nsz Bir şeyin olmasını istemek, beklemek"Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız." - B. Felek
- mesuliyet
isim Sorumluluk"Hatta utanmasalar bütün Çırçır yangınının mesuliyetini ona yükleyecekler." - R. N. Güntekin
- inanç
isim Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma"Bilhassa kadınlar arasında hurafeye inanç fazla buralarda." - F. Otyam
- güven
isim Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat"Dediklerimin gerçekliği bozmadığına güvenim var." - N. Uygur
- itimat
isim Güven, güvenç, emniyet"Kendisine olan itimat ve sevgimiz berkemaldir." - F. F. Tülbentçi
- güvenç
isim Güvenme duygusu, itimat"Anneler babalar çocuklarını yarına güvençle yetiştireceklerdir." - S. İleri
- mutemetlik
isim Mutemedin görevi
- tevekkül
isim, din b. (***) Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma"Bu, tevekküle karışan bir memnuniyetsizliğin ifadesiydi." - P. Safa
- tröst
isim, ekonomi Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim teşkilatına teslim edilmesi ve yönetimin bir teşkilatı yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği
- umut
isim Ummaktan doğan duygu, ümit"Bu umudum şimdi yavaş yavaş ölüyor." - H. E. Adıvar
- itimat etmek
- emanet etmek
- güven, sorumluluk, bakım, koruma, mutemetlik, tröst, güvenmek, inanmak, ümit etmek, ummak
- trust