- damla
isim Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı"Elime bir damla yağmur düştü." - H. E. Adıvar
- akmak
-den Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek"Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." - S. F. Abasıyanık
- damlamak
-e Damla durumunda tane tane düşmek"Yüzüne bir yerden su damlıyordu." - E. Şafak
- damlama
isim Damlamak işi
- damlatmak
-i, -e Damla damla akıtmak"Kâzım tezgâhın arkasında kulağına ilaç damlatıyordu." - A. İlhan
- süzülmek
nsz Süzme işine konu olmak"Bal süzüldü."
- azar azar gelmek
- damla damla akan şey.
- damla damla akmak veya akıtmak
- damlamak, akmak, süzülmek