- kesif
sıfat Yoğun"Karanlık, karın beyazlığıyla karışınca daha kesif, elle tutulur gibi bir şey oluyor." - N. Hikmet
- sıkı
sıfat Dar"Sıkı bir kemer."
- zor
sıfat Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı"Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir." - B. Felek
- ucu ucuna
zarf Ancak, en son kertede
- eli sıkı
sıfat Cimri"Senin gibi elleri sıkı birkaç pansiyonerimiz daha vardır." - H. R. Gürpınar
- yoğun
sıfat Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif
- gergin
sıfat Gerilmiş durumda olan"Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır." - İ. A. Gövsa
- müşkül
sıfat Güç, zor, çetin"Mektubunuzu aldım, çok müşkül olan sualinize hatıralarımı yoklayarak cevap vermeye çalışacağım." - H. S. Tanrıöver
- cimri
sıfat Elindeki parayı harcamaya kıyamayan, bitli, eli sıkı, ekti, hasis, kısmık, kibritçi, mıhsıçtı, nekes, pinti, sıkı, varyemez
- sıkıca
zarf Sıkı bir biçimde"İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı." - F. F. Tülbentçi
- sarhoş
sıfat Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası bulutlu, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak
- kesat
isim Alışverişte durgunluk"Bugünlerde alışveriş de kesat." - N. Nâzım
- sıkışık
sıfat Sıkışmış bir durumda olan"Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda?" - A. İlhan
- dar
sıfat İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı"Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım." - A. Ağaoğlu
- akmaz
isim, coğrafya Durgun su, gölet
- sıkılık
isim Sıkı olma durumu
- sızdırmaz
- gerilmiş
- su geçmez
- sızmaz
- tedariki güç
- tıkanmış
- zorluk çeken
- sıkı, sımsıkı, gergin,
- sıkı gerilmiş
- sımsıkı. tightly sıkıca tightness sıkılık.