-
kurusıkı : isim Yalnız barut doldurulmuş, çekirdeksiz tüfek veya tabanca mermisi
-
sıkı doku : isim Gözenekleri ve öz ışınları açıkça görünmeyen, yıl halkaları biçimde birbirinden ayrılamayan ağaçların dokusu
-
sıkı denetim : isim Sansür
-
eli sıkı : sıfat Cimri"Senin gibi elleri sıkı birkaç pansiyonerimiz daha vardır." - H. R. Gürpınar
-
sıkıyönetim : isim Olağanüstü zamanlarda ve durumlarda ülkede güvenliğin sağlanması için ordunun yardımıyla gerçekleştirilen yönetim, örfi idare
-
sıkı fıkı : sıfat Birbiriyle çok samimi
-
sıkı sıkı : sıfat İyice"Daima sıkı sıkı kapalı demir kepenkler işlerini göremez hâle geliyorlardı." - T. Buğra
-
ağzı sıkı : sıfat Sır saklayan, ağzı pek, ketum"Terbiyeli, tedbirli, ağzı sıkı, aklı başında bir hizmetçi arıyorlar." - H. R. Gürpınar
-
sıkı basmak : güçlü davranmak, direnmek"Sıkı bir kemer."
-
sıkı durmak : güçlü, dayanıklı olmak, dikkatli bulunmak"Sıkı bir kemer."
-
sıkı tutmak : önem vermek"Sıkı bir kemer."
-
sıkıdan geçirmek : dayak atmak"Sıkı bir kemer."
-
sıkıya almak : hareketlerini sınırlamak veya önlemler almak"Sıkı bir kemer."
-
sıkıya gelmek : güç bir durumla karşılaşmak"Sıkı bir kemer."
-
sıkıysa : kendine güveniyorsa, yürekliyse"Sıkı bir kemer."