- kayıt
isim Bir yere mal ederek deftere geçirme"Çocuğun kaydı bulunamadı."
- kayıt
isim Pencere çerçevesi
- kan bağı
isim Aynı soydan gelme durumu"Benim için hiçbir önemi yoktu, aramızda kan bağı bile bulunmuyordu." - A. Ümit
- düğüm
isim İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- bağlantı
isim İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak"Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
- bant
isim Yapılış özelliğine göre sarma, yapıştırma vb. işlerde kullanılan düz, ensiz, yassı bağ, şerit, izole bant
- kravat
isim Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı"Muallim Bey, kravatınızın rengi gömleğinize uymamış, dedi, suratıma güldü." - F. R. Atay
- boyun bağı
isim Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan uzun, enlice kumaş parçası, kravat"Arkadaşım boyun bağı ve yakasını çözdü, göğsünü açtı." - P. Safa
- raptetmek
-i Bir şeyi bir yere iliştirmek, tutturmak
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- meşgul olmak
vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak"Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü." - S. F. Abasıyanık
- bağlılık
isim Bağlı olma durumu, merbutiyet"Babama olan bağlılığımdan ziyade, anneme duyduğum kızgınlıktan yaptım bunu." - E. Şafak
- evlendirmek
-i Evlenmesini sağlamak"İçlerinden muhtaç olanları, ev eşyalarını tedarik ederek evlendiriyordum." - N. F. Kısakürek
- tutturmak
-i, -e Tutmasını sağlamak
- birleştirmek
-i, -le Bir araya getirmek"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar
- bitiştirmek
-i Bitişmesini sağlamak
- rabıta
isim Bağlayan şey, bağ"Bu dünya öyle bir dünya ki zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor." - R. N. Güntekin
- düğümlemek
-i Düğüm yapmak
- bağlar
özel, isim Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri
- berabere
Judo, Karşılaşmada üstün gelen tarafın olmaması.Hıkı_wake.
- haşlamak
nsz Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- boyunbağı
- fiyonga
- bağlantılı olmak
- bağlayıp kapamak
- bağlı nota işareti
- berabere kalma
- demiryolu traversi
- fakat elimde değil
- izdivaçla bağlamak
- kravat, bağ, beraberlik, sonuç eşitliği, düğüm, düğüm ipi, ayakbağı, bağ, bağlamak, bağlanmak, berabere kalmak, eşit olmak