- nokta
isim Çok küçük boyutlarda işaret, benek
- nisan
isim Yılın dördüncü ayı, april
- ayıp
isim Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış"Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum." - Y. K. Karaosmanoğlu
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- bozmak
-i Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek"Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor."
- iz
isim Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare"Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm." - S. F. Abasıyanık
- leke
isim Kirliliği gösteren iz"Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- lekelemek
-i Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak"Kumaşı lekelemek."
- bozulmak
nsz Bozma işine konu olmak"Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." - B. Felek
- bulaştırmak
-i, -e Bulaşmasına yol açmak
- bulaşma
isim Bulaşmak işi
- zehirlemek
-i Öldürmek amacıyla yedirme, içirme vb. yollarla zehir vermek, ağılamak
- ahlakını bozmak
- lekelemek, leke sürmek, kara çalmak, bozmak, leke, pis koku, ayıp, kusur
- pis kokutmak