- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- oğul vermek
oğul arılarının bir bölüğü kovandan ayrılıp ayrı bir kovana gitmek"Bir emrihak vaki olduğu zaman yerimize oğullarımız geçecek." - F. F. Tülbentçi
- kaynamak
nsz Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak"Su, 100 °C'de kaynar."
- sürü
isim Evcil hayvanlar topluluğu"Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." - R. H. Karay
- kalabalık
isim Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu"Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum." - A. Haşim
- balyoz
isim Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, çok iri, ağır çekiç, varyos
- toplanmak
nsz Toplama işine konu olmak"Ağaçtaki meyveler toplandı."
- kaynaşmak
nsz, -le Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek"Çakılla çimento kaynaşır."
- sürü halinde toplanmak