- koltuk
isim Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer"Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı." - H. E. Adıvar
- yatak
isim Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek"Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım." - R. H. Karay
- yardım
isim Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- dayanak
isim Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
- destek
isim Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- destekleme
isim Desteklemek işi"İki tarafın elçilerini de bu iddiayı desteklemeye zorladı." - N. F. Kısakürek
- yardım etmek
kendi gücünü, imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanmak"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak
- sabretmek
nsz Sabır göstermek, sabırlı davranmak"Babam gündüzleri sabreder, geceleri içerdi." - E. Şafak
- dayak
isim Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek
- dayak
isim Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
- müdafaa etmek
savunmak, korumak"Bu kuyruk acısıyla kendilerini müdafaaya kalkıştılar." - A. H. Çelebi
- bakmak
-e Bakışı bir şey üzerine çevirmek"Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" - C. S. Tarancı
- katlanmak
nsz Katlama işi yapılmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- dayanmak
-e Bir yere yaslanmak, kendini dayamak"Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." - M. Ş. Esendal
- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- geçim
isim Geçinme işi, geçinme araçları, geçinme, maişet"Geçimini dülgerlikle sağlardı." - N. F. Kısakürek
- kaldırmak
-i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
- payanda
isim Destek
- beslemek
-i Yiyecek ve içeceğini sağlamak"Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." - H. E. Adıvar
- takviye
isim Sağlamlaştırma, kuvvetlendirme, berkitme, pekiştirme"Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım." - N. Hikmet
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- iltizam etmek
keseneğe almak
- çözüm
isim Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal"Ayrıca olasılıkları azaltmak da bir anlamda çözüme yaklaşmak demektir." - A. Ümit
- ispat etmek
kanıtlamak"Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." - R. N. Güntekin
- tahammül etmek
dayanmak, katlanmak, kaldırmak
- altlık
isim Tabak, bardak vb. nesnelerin altına konulan şey"Bardak altlığı."
- doğrulamak
-i Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek"Ağzı kilitli halktan ve senden başka beni doğrulayan yok." - N. F. Kısakürek
- geçindirmek
-i Geçinmesini sağlamak
- teyit etmek
gerçeklemek
- dayamak
-i, -e Yaslamak"Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı." - Ö. Seyfettin
- devam ettirmek
başlanmış bir işi sürdürmek
- doğrulama
isim Doğrulamak işi, teyit, tasdik, konfirmasyon
- götürmek
-i Taşımak, ulaştırmak veya koymak"Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim." - A. Kutlu
- kuvvet vermek
bir konuya çok önem vermek"Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." - Y. Z. Ortaç
- mesnet
isim Dayanak
- savunmak
-i Herhangi bir saldırıya karşı koymak, saldırıya karşı korumak, müdafaa etmek
- sürdürmek
-i Sürme işini yaptırmak"Parmaklıklara boya sürdürdü."
- taşımak
-i Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek"Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." - S. F. Abasıyanık
- tutma
isim Tutmak işi"Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü." - R. H. Karay
- uyuşma
isim Uyuşmak (I) işi
- yüreklendirme
isim Yüreklendirmek işi
- özendirmek
-i, -e Özenmesini sağlamak, teşvik etmek
- cesaret telkin etmek
- dayanağı
- düşmesine engel olma
- düşürmemek
- masrafını vermek
- yardımcı rolde oynamak