- ala
sıfat Karışık renkli, çok renkli, alaca"Ala kilim eskimiş."
- yüksek
sıfat Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı"Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." - Ö. Seyfettin
- üst
isim Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı"Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." - H. E. Adıvar
- olağanüstü
sıfat Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade"Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor." - H. E. Adıvar
- başrahip
isim Manastırlarda en kıdemli ve yönetimden sorumlu rahip, başkeşiş
- üstün
sıfat Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan"Bu nazire gazeller muhakkak ki onlardan çok üstündü." - A. H. Çelebi
- üstün
isim, dil bilgisi Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha
- amir
isim Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir"Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu." - B. Felek
- mükemmel
sıfat Kusursuz"Sesinizin tonalitesi mükemmel." - N. Hikmet
- fevkinde
Hukuk, üstünde; aşan
- faik
sıfat Üstün, yüksek
- daha iyi
- daha yüksek
- üstünlük taslayan
- daha üstün
- manastırda baş rahip
- üst tarafında bulunan
- üstün derecede olan kimse