- büyük
sıfat Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
- sağlam
sıfat Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil"En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." - F. R. Atay
- gerçek
isim Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat"Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir." - M. Kaplan
- değerli
sıfat Değeri olan veya değeri yüksek olan, kıymetli, kıymettar"Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı." - A. Kutlu
- zengin
sıfat Parası, malı çok olan, varlıklı, varsıl, variyetli, fakir, yoksul karşıtı"Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz" - B. Necatigil
- ağır
sıfat Tartıda çok çeken, hafif karşıtı"Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
- ağırbaşlı
sıfat Davranışları ölçülü, olgun (kimse), vakur, ciddi, hoppa karşıtı"Büyüdükçe sabırlı, ağırbaşlı bir insan oldu." - Y. Atılgan
- birçok
sıfat Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit"Bir insan için güzel olanın, daha birçok insan için de güzel olması pek muhtemeldir." - N. Ataç
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- özlü
sıfat Özü olan, öz bölümü çokça olan"Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle." - Y. K. Beyatlı
- maddi
sıfat Madde ile ilgili, maddesel, özdeksel, manevi karşıtı
- güçlü
sıfat Gücü olan, kuvvetli, yavuz"Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." - A. Kutlu
- birincil
sıfat Sırada, önemde ilk yeri alan
- besleyici
sıfat Besleyen, beslemeye yarayan, besin değeri yüksek, mugaddi
- kıymetli
sıfat Değerli"Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." - B. Felek
- önemli
sıfat Önemi olan, mühim, ehemmiyetli"Benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz." - T. Buğra
- varlıklı
sıfat Zengin"Sinan, varlıklı bir ailenin çocuğu." - A. Ümit
- katı
sıfat Sert, yumuşak karşıtı"Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." - F. R. Atay
- hakiki
sıfat Gerçek"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." - Atatürk
- dayanıklı
sıfat Dayanabilen, sağlam, güçlü, mukavim, zorlu, stabil
- metin
isim Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünü, tekst"Aslında kâğıda gerek yoktu çünkü bütün metni satır satır ezbere biliyordu." - E. Şafak
- sağlamlık
isim Sağlam olma durumu"Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı." - A. Ş. Hisar
- esaslı
sıfat Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru"Büyüdüğü vakit de kendisine esaslı bir şey söylenmemiş." - N. F. Kısakürek
- muazzam
sıfat Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman"Muazzam, biraz da esrarlı, karanlık, eski bir konaktaydı." - H. E. Adıvar
- ehemmiyetli
sıfat Önemli"Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır." - M. Kaplan
- yücelik
isim Yüce olma durumu, ulviyet
- muazzamlık
isim Muazzam olma durumu
- cisimsel
- gerçek değer
- hakiki mevcudiyet
- aslında. substantiality
- gerçek. substantially esasen
- katı, dayanıklı, sağlam, güçlü, özlü, önemli, gerçek, büyük, önemli
- muazzamlık.
- substantialness gerçek varlık