- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- güç
isim Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor"Zihin gücü. Yaşama gücü."
- güç
sıfat Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı"Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!" - A. M. Dranas
- iğne
isim Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç
- iğneli söz
isim Dokunaklı, kırıcı söz
- canını yakmak
acı verecek bir biçimde cezalandırmak
- diken
isim Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri"Gül dikeni. Kirpinin dikenleri."
- sızı
isim Hafif ve ince ağrı"Fakat her an, her an yine / İçimde aynı sızı" - H. F. Ozansoy
- kırmak
-i Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak"Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
- incitmek
-i İncinmesine yol açmak"Sol ayağımı geçen gün biraz incitmiştim." - A. Gündüz
- acıtmak
-i Acılık vermek"Karabiber yemeği acıttı."
- yanmak
nsz Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak"Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir." - Anayasa
- yakmak
nsz Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
- elem
isim Acı, üzüntü, dert, keder"Bu derdi huy edinenler elem çekmez." - N. F. Kısakürek
- acımak
nsz Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak"Yağ acıdı."
- sızlamak
nsz Hafifçe ağrımak"Kafa kemiklerine varıncaya kadar her yanı sızlıyordu." - N. Cumalı
- tahrik etmek
cinsel isteği, duyguları uyandırmak, artırmak
- batma
isim Batmak işi
- batmak
nsz Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek"Sonra hani bir gemimiz batmıştı." - S. F. Abasıyanık
- yanma
isim Yanmak işi"Vücudumda yanma ile beraber garip bir titreme de vardı." - R. N. Güntekin
- sokmak
-i İçine veya arasına girmesini sağlamak
- dürtü
isim, ruh bilimi Bedensel veya ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilim"Sevgi bir dürtüdür."
- ısırmak
-i Dişleri arasına alıp sıkmak"Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı." - A. Gündüz
- sokma
isim Sokmak işi"İnsanlar dünyayı ayrı ayrı zaviyelerden gördükleri gibi onu gönüllerinin arzu ettiği bir şekle sokmaya da çalışırlar." - M. Kaplan
- saplamak
-i, -e Hızla batırmak"Bıçağı sapladı."
- saik
isim Sebep
- kazıklamak
-i Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak
- iğnelemek
-e İğne ile tutturmak"Hanım ipek peçesini açmış, çarşafının üzerine iğnelemiş." - H. R. Gürpınar
- sızlatmak
-i Sızlamasına sebep olmak
- acı vermek
birinin üzülmesine sebep olmak, incitmek"Acıyı sever."
- arı gibi sokmak
iğnelemek, acı söz söylemek
- arı iğnesi
Arıcılık, Ana arı ile işçi arıların abdomenlerinin son kısımlarında yer alan savunma organıdır, işçi arıların iğnesi geriye çentiklidir; bu yüzden işçi arılar insanı sokmak üzere iğnesini batırdığında geri çekemez. Ana arının iğnesi düzdür ve diğer ana arıları öldürmek için kullanır.
- etkisiz
sıfat Etkisi olmayan, tesirsiz, nötr
- sokmak, sançmak, acıtmak, sızlatmak, yakmak, acımak, sızlamak, yanmak, batma, acı, sızı,
- iğne gibi acıtmak
- iğnesiz
- sting
- zehirli iğne
- ısırgan tüyü