- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- aşama
isim Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- mevki
isim Yer, mahal"Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı." - Atatürk
- konum
isim Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon"İnsanın tabii konumunu en uygun biçim içinde devam ettirme tavrı medeni bir yaşayış tuzağına düşmeden de gösterilebilir." - İ. Özel
- statü
isim Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu
- rol
isim, sinema, tiyatro Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı"Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış." - F. Otyam
- medeni hâl
isim Evli olup olmama durumu
- vaziyet
isim Durum, tavır, hâl"Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi âleminden çıkar, onlarla meşgul olursun, anladın mı?" - A. M. Dranas
- vaziyet
isim El koyma
- toplumsal durum
- durum, hal, toplumsal ya da mesleki durum, konum, mevki, statü, yasal durum
- statüs
- övünme payı. status quo statüko.