- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- eksik
sıfat Bir bölümü olmayan, noksan, natamam"Bu kitap eksik, baş tarafı yok."
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- eksiklik
isim Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan"Hayatımızda bozukluğunu, yokluğunu içlerimiz burkularak duyduğumuz ne vardır ki millî şuur eksikliğinden gelmesin?" - O. S. Orhon
- noksan
sıfat Eksik
- özür
isim Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret"Harp tarihi bu saldırı için hiçbir özür bulamayacaktır." - F. R. Atay
- ihmal
isim Gereken ilgiyi göstermeme, boşlama, savsaklama, savsama, önem vermeme"Ama ben yaşımın toyluğuna kapılmış, ufak tefek ihmaller bulmuştum bu tercümede." - Y. Z. Ortaç
- ihmal.
- kusur, eksiklik, eksik, noksan