- düzen
isim Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem"Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler." - F. Otyam
- oyun
isim Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence"Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
- parlama
isim Parlamak işi"Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor." - A. İlhan
- renk
isim Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum"Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu Amerikan boksörlerine benziyordu." - A. Gündüz
- ısınma
isim Isınmak işi"Isınmayı umarak başımı yastığa gömüyorum." - A. Ümit
- cila
isim Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- cilalamak
-i Cila sürerek parlatmak, cila vurmak"Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı." - C. Uçuk
- ABD
Kur’an-ı Kerim, Kul, Allah'a ibadet eden kimse.
- parıltı
isim Parıldama, göze çarpan parlaklık"Pamuk için için yanıyor, zaman zaman küçük parıltılar çıkarıyordu." - A. Kutlu
- parlatmak
-i Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak"Derdini anlayan birini bulmak sevinci küçük gözlerini parlatmıştı." - H. E. Adıvar
- parlaklık
isim Parlak olma durumu, revnak"Taşlarımız öyle güzel parlardı ki o parlaklığı görme uğruna bütün gün sürekli silmeyi bile düşündüğüm olurdu." - A. Kutlu
- parıldamak
nsz Işık saçmak, parlamak"Suların kenarında Sarayburnu içli, hisli ve sırlı bir nur içinde parıldar." - A. Ş. Hisar
- canlılık
isim Canlı olma durumu
- ısınmak
nsz Sıcak duruma gelmek"Havalar ısınınca bizim ahbaplar ayaklandılar." - B. Felek
- parlamak
nsz Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak"O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim milletimindir ancak" - M. A. Ersoy
- ışımak
nsz Işıklanmak, aydınlanmak"Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan." - Y. Kemal
- kanı kaynamak
coşkun ve kıpırdak olmak"Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin "Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." - Ö. Seyfettin
- revnak
isim Parlaklık, göz alıcılık
- üstün olmak
- ışık saçmak
- mümtaz olmak
- parlak olmak
- çevresine renk katmak
- parlamak, parıldamak, ışıldamak, özünü göstermek, parlamak, parlatmak, parlaklık, parıltı, cila, cilalama, parlatma
- seçkin bir şahsiyet olmak
- ısınmak.