- düzen
isim Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem"Bilhassa toprak ve silah meselelerinin bir düzene konmasını, hem de tezelden istediler." - F. Otyam
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- model
isim Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek
- biçim
isim Biçme işi"Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." - Ö. Seyfettin
- biçim
isim Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl"İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." - S. Birsel
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- şekil
isim Biçim
- heyet
isim Kurul"Heyet ve miralay Galip Bey huzura girdiler." - N. F. Kısakürek
- hayal
isim Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya"Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi." - F. R. Atay
- kalıp
isim Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa
- tayf
isim Görüntü, hayalet, ruh"Orada ezelî efsanelerini yaşayan binlerce tayf vardı." - Ö. Seyfettin
- şekil vermek
belirli bir biçime girmesini sağlamak, biçimlendirmek, şekillendirmek
- endam
isim Vücut, beden, boy bos"Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı." - A. Gündüz
- vücuda getirmek
meydana getirmek, var etmek"Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor." - R. N. Güntekin
- tanzim etmek
sıralamak
- tertip etmek
düzenlemek, hazırlamak
- vaziyet
isim Durum, tavır, hâl"Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi âleminden çıkar, onlarla meşgul olursun, anladın mı?" - A. M. Dranas
- vaziyet
isim El koyma
- FORM
HTML sayfalarında Web servisine bağlanan kullanıcıdan Web tarayıcısı sayesinde bilgi almak için kullanılır. Daha sonra bu bilgiler sunucu makinede kurulu olan özel bir programla değerlendirilir. Web sayfaları üzerinde formlar yaratmak için CGI programlamayı bilmek gerekir. CGI hakkında daha çok bilgi edinmek için http: //the-inter.net/www/future21/html.html sayfasına bir göz atabilirsiniz. Bu adreste Web sayfası yaratmak ve CGI ile formlar yaratmak hakkında güzel bilgiler bulacaksınız.
- görünüş
isim Görünme işi
- suret
isim Görünüş, biçim"İnsan suretinde bir ağaç."
- maske
isim Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- ayarlamak
-i Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak"Saati radyoya göre ayarlamak."
- uydurmak
-i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa
- yaratmak
-i, din b. (***) Allah, olmayan bir şeyi var etmek"Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı." - Ö. Seyfettin
- hayalet
isim Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan peri, hortlak vb. görüntüler"Gözümün önünden durmaksızın geçen bir hayalet var." - Y. Z. Ortaç
- düzenlemek
-i Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek"Odasını düzenledi."
- etkilemek
-i Etkiye uğratmak, tesir etmek"Toplumu etkileyen olaylara herkes kendi yorumunu katıyor." - N. Cumalı
- biçimlendirmek
-i Bir şeye belirli bir biçim vermek, şekillendirmek"Parmaklar artık kuvvetin değil, deli eden arzunun gücünü biçimlendiriyordu." - T. Buğra
- oluşturmak
-i Oluşmasını sağlamak, meydana getirmek, teşekkül ettirmek, tekvin etmek"Bu kahraman orduyu doğuran ve oluşturan bu millet var oldukça: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!" - B. Felek
- şekillendirmek
-i Biçimlendirmek
- şekillenmek
nsz Biçimlenmek"Adam konuştukça yaşamımın bir bölümü şekilleniyor, bazı kısımları sanki açıklığa kavuşuyordu." - N. Eray
- biçim vermek
- biçim, şekil, kalıp, form, kondisyon, biçim vermek, biçimlendirmek, etkilemek, yönlendirmek, biçimlendirmek, gelişmek
- yolunda gitmek
- şekil biçim