- yer
isim Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- çevre
isim Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi"Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." - O. Rifat
- derece
isim Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." - Ö. Seyfettin
- ayar
isim Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu"Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi."
- sahne
isim İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk"Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu." - M. And
- set
isim Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar
- set
isim, spor Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü
- gurup
isim Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
- ortam
isim Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü"Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor." - A. Ağaoğlu
- çerçeve
isim Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık"Duvarda bir çerçeve asılıdır ki çarpıktır, düzeltemezsiniz." - R. H. Karay
- beste
isim Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü"Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda" - Y. K. Beyatlı
- batma
isim Batmak işi
- dekor
isim Tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eserin yazıldığı yerin ve geçtiği çağın özelliklerini belirleyen perde, aksesuar vb. ögelerin bütünü"Dekor, hayatın sahneleri kadar değişken olmalıydı." - A. Ağaoğlu
- mahal
isim Yöre (I)"Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır." - N. Hikmet
- yuva
isim Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak"Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu." - A. N. Asya
- düzenleme
isim Düzenlemek işi, tertip, organizasyon"En saçma görünen batıl inançlar dahi insanın bir duygusunu, bir davranışını düzenleme gayesini güder." - M. Kaplan
- ayarlar
- olay yeri
- kakılmış şey
- mücevher yuvası
- beste.
- bir defada kuluçkaya konulan yumurtalar
- bir kişilik yemek takımı
- konunun geçtiği yer ve zaman
- koyma, yerleştirme, batma, çerçeve, yuva, konunun geçtiği yer ve zaman, ortam, bir kişilik yemek takımı