- alay
isim Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk"Düğün alayı. Fener alayı."
- alay
isim Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma
- yemek
isim Yemek yeme, karın doyurma işi"Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." - N. Cumalı
- yemek
-i Ağızda çiğneyerek yutmak"Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." - B. Felek
- alay etmek
bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak
- alaya almak
alay etmek, eğlenmek
- dalga geçmek
üzerinde durulması gereken işle ilgilenmeyerek başka şeyler düşünmek veya yapmak"Dışarıda nemli bir rüzgâr esiyordu, dalgalar durulmamış, yalnız biraz ağırlaşmıştı." - A. Erhat
- tıkınmak
nsz Eline geçen yiyeceği oburca yemek"Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz." - H. R. Gürpınar
- hakaret
isim Onur kırma, onura dokunma
- eğlenmek
nsz Neşeli, hoşça vakit geçirmek"Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları." - A. Kulin
- küçümseme
isim Küçümsemek işi
- istihza
isim Gizli veya kinayeli bir biçimde alay"Sivri burnu, korkunç bir istihza ile şimdi bana doğru uzamıştı." - Y. Z. Ortaç
- tahkir etmek
aşağılamak, onur kırmak
- tahkir
isim Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma