-
bir alay : sıfat Birçok, pek çok"Onlara çok zaman kedi, köpek, horoz, tavuk taklidi yapar, dükkânın önünde bir alay adam toplanır, bir cümbüştür giderdi." - H. E. Adıvar
-
alaybozan : isim Bir tür fitilli tüfek
-
miralay : isim, askerlik Albay"Heyet ve miralay Galip Bey huzura girdiler." - N. F. Kısakürek
-
alay alay : sıfat Pek çok, çok sayıda"Her biri bir havadan çalan alay alay insanların etrafımda kaynaşması, beni adamakıllı sersemletti." - R. N. Güntekin
-
alay malay : zarf Hep birden, birlikte
-
bayram alayı : isim Bayram günlerinde padişahların camiye gidiş ve geliş sırasında yapılan tören
-
düğün alayı : isim Düğüne katılanların çalgı eşliğinde hep birlikte yürümesiyle oluşan topluluk
-
fener alayı : isim Bayram gecelerinde kalabalık halk topluluklarının, ellerinde fener veya meşalelerle şehri dolaşarak yaptıkları gösteri
-
gelin alayı : isim Gelini damat evine götürmek için gidenlerin hepsi
-
gidiş alayı : isim, tarih Padişahların saray dışı gezilere çıkmaları dolayısıyla düzenlenen tören
-
kılıç alayı : isim Kılıç kuşanma
-
mevlit alayı : isim Hz. Muhammed'in doğum günü olarak benimsenen rebiyülevvelin on ikinci günü düzenlenen tören
-
muhafız alayı : isim, askerlik Devlet başkanlarını, kralları korumakla görevli askerî birlik
-
sürre alayı : isim, tarih Osmanlı Devleti'nde her yıl recep ayının on ikisinde Hicaz'a gitmek üzere törenle yola çıkarılan ve padişahların armağanlarını taşıyan topluluk
-
süvari alayı : isim, askerlik Atlı askerlerden oluşan alay
-
alaya çıkmak : askerlik askerî bir okulda başarı gösteremeyerek kıtaya gönderilmek"Düğün alayı. Fener alayı."