- daha
zarf Henüz"Anne leylek, bir serseri kurşunla daha o sabah ölmüştü." - İ. O. Anar
- örnek
isim Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model"Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır." - İ. A. Gövsa
- model
isim Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek
- ürün
isim Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
- tadına bakmak
ağzına alıp tadını denemek, test etmek
- nüsha
isim Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri"Bu yazma eserin üç nüshası daha var."
- misal
isim Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek"Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır." - F. R. Atay
- çeşit
isim Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev"Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur." - N. Uygur
- denemek
-i Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek"Gelecek ise daha denemediğimiz zaman kesitidir." - N. Uygur
- numune
isim Örnek"Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir." - A. Rasim
- girişmek
-e Bir işi ele almak
- mostra
isim Örnek, göstermelik, model
- tatmak
-i Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- örneklem
isim, toplum bilimi Bir araştırmada bütünü anlamak için bütünden seçilen araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup
- eşantiyon
isim Bir malın niteliğini belirtmek, özelliklerini göstermek amacıyla parasız verilen veya gönderilen mal"Avrupa firmalarından gelen yeni ilaç eşantiyonlarının tariflerini dikkatle okur, not ederdim." - R. N. Güntekin
- örnekleme
isim Örneklemek işi
- Turizm ve Otelcilik, Ticari mal sergilemek için kullanılan bir oda. (İçinde yatma imkânı olabilir/olmayabilir).
- örnek olarak denemek. sampler el işi örneği
- örnek, model, mostra, örneklemek, örnek seçmek, örnek olarak denemek, tatmak, tadına bakarak kalitesini saptamak
- örnekleri tecrübe eden kimse.