- ara
isim İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
- süre
isim Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet"Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." - T. Oflazoğlu
- paydos
isim İşi veya çalışmayı geçici olarak bırakma"Atatürk mektepten ayrılmak üzereyken paydos trampeti çaldığından hepimiz bahçeye boşandık." - H. Taner
- mola
isim Yorgunluğu gidermek için duraklama"Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik."
- tatil
isim Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme"Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor." - N. Hikmet
- dinlenme
isim Dinlenmek (I) işi, istirahat"Kendisine bir yere oturup dinlenmeyi teklif ettim." - A. Haşim
- dinlenme
Dinlenmek (II) işi
- mühlet
isim Vade
- tehir
isim Sonraya bırakma, erteleme
- mühlet vermek
bir iş veya borç için belirli bir süre tanımak
- ertelemek
-i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek"Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim." - A. Ümit
- istirahat
isim Dinlenme, rahat etme"Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor." - Ö. Seyfettin
- dinlenme vakti
- geçici olarak erteleme
- alacaklının borçluya tanıdığı zaman
- mola, dinlenme, soluklanma
- tehir etmek ertelemek
- tehir etmek ertelemek .