- arka
isim Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
- tuvalet
isim İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, aralık, ayakyolu, yüznumara, hacet yeri, hela, kenef, memişhane, kademhane"Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz." - F. R. Atay
- kaba et
isim, anatomi Kıç
- geri
isim Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı"Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." - N. Cumalı
- geri
isim Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval
- artçı
isim Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket
- bakmak
-e Bakışı bir şey üzerine çevirmek"Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim" - C. S. Tarancı
- kaldırmak
-i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- kıç
isim Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat
- sırt
isim, anatomi Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm"Arabacı katırın sırtına binmiş." - F. R. Atay
- makat
isim Kıç
- popo
isim Kıç
- büyütmek
-i Büyük duruma getirmek, genişletmek"Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
- eğitmek
-i Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek"Çocukları eğitmek."
- terbiye etmek
eğitmek"Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." - A. Ş. Hisar
- yetiştirmek
-i, -e Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak
- göt
isim Anüs
- beslemek
-i Yiyecek ve içeceğini sağlamak"Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." - H. E. Adıvar
- bina etmek
yapmak, kurmak, inşa etmek"Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır." - B. Felek
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- dümdar
isim, askerlik Artçı
- inşa etmek
kurmak, yapmak"Köprü inşası."
- arka taraf
- arkadaki
- yetiştirmek, büyütmek, beslemek, bakmak, dikmek, inşa etmek, kaldırmak, yukarı kaldırmak,
- besleyip büyütmek
- dikmek yetiştirmek
- geri arka
- yükselmek şahlanmak