-
arka yüz : isim Bir şeyin arkada kalan yüzü
-
arkası pek : sıfat Güçlü birine veya sağlam bir şeye güvenen (kimse)
-
arkabahçe : isim Bir bölgeyi çevreleyen ve onunla ekonomik ve toplumsal etkileşim içinde bulunan bölge, hinterlant
-
arkaüstü : zarf Arkası yere gelecek bir biçimde
-
arka arka : zarf Geri geri"Arka arka gitti."
-
arka arkaya : zarf Birbirinin arkasından, peş peşe, art arda"Arka arkaya kaç gecedir uykusuzluk onu harap etmişti." - P. Safa
-
arka ayak : isim Hayvanlarda vücudun gerisinde bulunan ayaklardan her biri
-
arka müziği : isim, tiyatro Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra etkiyi artırmak için hafifçe çalınan müzik
-
arka plan : isim Bir şeyin gerisindeki görünüm, geri plan
-
arka sokak : isim Ana yola açılan ikinci derecedeki sokak
-
arka teker : isim Araçların arka düzeninde yer alan tekerlek
-
arkadan arkaya : zarf Gizli gizli, el altından, gizlice, belli etmeden
-
arkası sıra : zarf Ardından, peşinden"Bunlar operete neden gitmediler, neden arkamız sıra geldiler, anlayamadım." - M. Ş. Esendal
-
arkası yarın : sıfat Tamamı daha sonra konuşulmak üzere yarım bırakılan
-
arkası yufka : sıfat Soğuğa karşı gereği gibi giyinmemiş (kimse)
-
perde arkası : isim Bir şeyin görünürde olmayan gizli yanı"Bir gün gelecek, işlerin aslını, perde arkasını bilenler..." - T. Buğra
-
arka arkaya vermek : birbirini korumak için birleşmek, destek olmak, dayanışmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arka bulmak : bir koruyucu, kayırıcı bulmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arka çevirmek : sırt çevirmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arka çıkmak : bir kimseyi başkalarına karşı korumak, kayırmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arka kapıdan çıkmak : okuldan başarısızlık nedeniyle ayrılmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arka olmak : maddi veya manevi yönden destek olmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arka vermek : desteklemek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkada kalanlar (veya arkadakiler) : bir kimsenin, öldüğünde veya bir yere gittiğinde geride bıraktığı yakınları"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkada kalmak : geriden gelmek, geride kalmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkadan söylemek : kendisi bulunmadığı bir yerde bir kimseyi çekiştirmek, dedikodusunu yapmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkadan vurmak : bir kimse kendisine güvenen ve inanan birine gizlice kötülük etmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkası alınmak : sona erdirilmek, bitirilmek, bir yerde durdurulmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkası olmamak : kayıracak kimsesi olmamak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkası yere gelmemek : sırtı yere gelmemek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasına almak : sırtına yüklemek, taşımak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasına (bile) bakmadan gitmek (veya kaçmak) : arkada kalanlarla ilgilenmeden bir yerden hızlıca ayrılmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasına düşmek (veya takılmak) : bir işi sona erdirmek için sıkı çalışmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasında dolaşmak (veya gezmek) : bir işi yaptırmak için ilgili veya yetkili bir kimsenin uğradığı yerlere giderek görüşme fırsatı aramak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasında yumurta küfesi yok ya! (veya olmamak) : sırtında yumurta küfesi yok ya!"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasından atlı kovalamak : bir işi gereksiz bir telaş içinde yapmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasından atmak (veya konuşmak) : dedikodusunu yapmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasından koşmak : iş yaptırmak için birinin arzusunu kollamak, görüşme fırsatı aramak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasından sürüklemek : arkasından gelmesini sağlamak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasından teneke çalmak : tenekeye sopa vb. ile vurarak giden bir kişiye hakaret etmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasından zil takıp oynamak : birinin bir yerden ayrılmasına veya bir işte başarısızlığa uğramasına çok sevinmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını almak : bir işi tamamlamak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını bırakmak : peşini bırakmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını dayamak : birinin koruyuculuğuna güvenmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını getirememek : başladığı bir işi sürdürüp sona erdirememek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını sağlama almak : bir işe başlarken çok güçlü bir destek bulmuş olmak"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını sıvamak : birini övmek, iltifat etmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını (bir şeye) vermek : dönmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkasını (birine) vermek : birinin koruyuculuğuna güvenmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkaya bırakmak (veya koymak) : sonraya, başka zamana bırakmak, ertelemek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu
-
arkaya kalmak : geride kalmak, sonraya kalmak, geriden gelmek"Evin arkasında dekorlar boyarlardı." - A. Ağaoğlu