- Orta
isim Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sade
sıfat Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz"İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." - M. Ş. Esendal
- gizli
sıfat Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı"Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir." - N. F. Kısakürek
- sessiz
sıfat Sesi olmayan, ses çıkarmayan"Işık bol, sofra açık, kadehler pırıl pırıl / Bak, sessiz adımlarla yaklaşıyor yeni yıl / Omzuma koy başını bir gül hafifliğiyle" - H. F. Ozansoy
- tatil
isim Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme"Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor." - N. Hikmet
- huzur
isim Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç"Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." - N. F. Kısakürek
- sükût
isim Susma, konuşmama, söz söylememe, sessizlik"Şu birkaç dakikalık sükûtumuzda bize en güzel hitabelerinden birini dinletebilirdin." - A. N. Asya
- uslu
sıfat Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı"Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yavaş
sıfat Hızlı olmayan, ağır, çabuk karşıtı"Yavaş bir yürüyüş."
- rahat
isim İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- basit
sıfat Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı"İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana." - N. F. Kısakürek
- mütevazı
sıfat Alçak gönüllü"Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedî makamına ben götürdüm." - A. H. Müftüoğlu
- nazik
sıfat Başkalarına karşı saygılı davranan"Seçilmişlik duygusu insanları birbirine yakınlaştırdığından içeride herkes birbirine karşı son derece nazikti." - E. Şafak
- asude
sıfat Rahat, sakin"Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde." - Y. K. Beyatlı
- sakin
sıfat Hareket etmeyen, kımıldamayan
- durgun
sıfat Sakin"Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." - R. H. Karay
- yatıştırmak
-i Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak"Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
- huzurlu
sıfat Huzuru olan, rahat"Beni orada sıcak bir yuva, huzurlu konuklar, mutlu bir kadın bekliyor." - R. Mağden
- sessizce
zarf Sessiz bir biçimde, sessiz olarak, sessizcesine"Kuşlar enginlerde sessizce süzüldükçe, iliğimde kemiğimde ne kadar kötü tortu varsa akıp gitmekte." - A. Ağaoğlu
- gürültüsüz
sıfat Gürültüsü olmayan"Hamit'in bir özelliği de gürültüsüz yerde çalışamamasıdır." - S. Birsel
- bunlar
zamir Bu zamirinin çokluk biçimi"Bunlar, matbaada basılan ve dağıtımı yapılan dergilerdi artık." - A. Kutlu
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- sakinleştirmek
-i Sakinleşmesini sağlamak, sessiz, dingin bir duruma getirmek
- gösterişsiz
sıfat Gösterişi olmayan, mütevazı"Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır." - R. N. Güntekin
- vasat
sıfat Orta
- hareketsiz
sıfat Hareket etmeyen, yerinden kımıldamayan, durgun, durağan"Başını kaldırmaksızın hep aynı durumda sessiz ve hareketsiz." - Y. K. Karaosmanoğlu
- asayiş
isim Bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu, düzenlilik, güvenlik"Asayişi sağladığımdan emin olunca, gönül rahatlığı içinde yeniden odama, raporun başına dönüyorum." - A. Ümit
- dingin
sıfat Sakin, durgun"Çevredeki çınarlar, dingin bir gariplik içinde, ağır ağır, tek tek yapraklarını dökerdi." - A. İlhan
- dinginlik
isim Dingin olma durumu, durgunluk, sükûnet"Ortalık hızla ama insanı hoş tutan bir dinginlik, içini rahatlatan bir uysallıkla kararıyor." - A. İlhan
- sükunet
Kur’an-ı Kerim, Durgunluk, dinginlik, sessizlik, huzur, rahat, dinme, yatışma.
- sakinleşmek
nsz Yatışmak, durgun duruma gelmek, durgunlaşmak, dinginleşmek"Deniz sakinleşti."
- sakinlik
isim Sakin olma durumu, durgunluk, sessizlik, dinginlik, sükûnet"Ağaçlar, çimler, çiçekler, ikindi güneşinin sakinliği içindeydiler." - Ç. Altan
- durgunluk
isim Durgun olma durumu"Bana göre ölümün en büyük vasfı durgunluk, hareketsizliktir." - N. Hikmet
- sessizlik
isim Ortalıkta gürültü olmama durumu, sükût"Bilmez yalnız yaşayanlar / Nasıl korku verir sessizlik insana" - O. V. Kanık
- yatışmak
nsz Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek"Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı." - R. H. Karay
- hareketsizlik
isim Hareketsiz olma durumu"Bana göre ölümün en büyük vasfı durgunluk, hareketsizliktir." - N. Hikmet
- susturmak
-i Susmasını sağlamak, susmasına sebep olmak"Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum." - F. R. Atay
- kandırmak
-i Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek"Beni kendisiyle yalnız bırakmaya ve geceyi beraber geçirmeye kandırmak istiyor." - E. İ. Benice
- suskun
sıfat Çok az konuşan, sessiz, sakin olan, sükûti
- susmak
nsz Konuşmasını kesmek"Son mısraları acele okuyarak susmuştu." - H. F. Ozansoy
- telaşsızlık
isim Telaşsız olma durumu
- yumuşak huylu
- altetmek
- rahatlik
- sessizlik, sakinlik, durgunluk, gürültüsüz, sessiz, sakin, durgun, hareketsiz, dertsiz, belasız, huzurlu, mütevazi, yalın, sade, basit, gösterişsiz,
- sakin sessiz