- madde
isim Duyularla algılanabilen nesne
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- konu
isim Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje"Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen." - Y. Z. Ortaç
- soru
isim Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
- sorgu
isim Sorma işi"Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek" - A. İlhan
- dava
isim, hukuk Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- soru sormak
bir konu hakkında bilgi edinmek üzere soru yöneltmek
- sual
isim Soru"Hatıralarını anlattığı sırada Atatürk'e bir sual sormuştum." - F. R. Atay
- sorguya çekmek
bir suçla ilgili olarak soru sorup cevap istemek"Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek" - A. İlhan
- karşı gelmek
başkaldırmak"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
- araştırmak
-i Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek"Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım."
- şey
isim Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz"İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor." - Halikarnas Balıkçısı
- macera
isim Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür"Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim." - A. H. Tanpınar
- mesele
isim Sorun"Gazeteler vakit vakit bir meseleyi öne sürerler." - N. Hikmet
- sorun
isim Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem"Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır." - M. And
- sorgulamak
-i Suç niteliğinde bulunan bir sorun üzerine ilgili bulunanlara sorular sormak
- şüphe
isim Kuşku"Saçma sapan zannedilen bu sözlerin pek bariz bir mistik tesirle söylendiğine şüphe yoktur." - A. H. Çelebi
- problem
isim, matematik Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele
- sormak
-i, -e, -den Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek"Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum." - R. N. Güntekin
- şüphelenmek
-den Kuşkulanmak"Bunun bir casus olmasından şüphelendim." - F. R. Atay
- kuşku
isim Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba, şek"Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." - T. Buğra
- şüphe etmek
kuşkulanmak"Saçma sapan zannedilen bu sözlerin pek bariz bir mistik tesirle söylendiğine şüphe yoktur." - A. H. Çelebi
- kuşkulanmak
nsz Kuşku içinde bulunmak, kuşku duymak, şüphelenmek"Bu sükûttan kuşkulanan Mebrure, yarı beline kadar hastanın üstüne düşerek elini yakaladı." - P. Safa
- soruşturma
isim Soruşturmak işi"Böyle anketler, soruşturmalar bende her zaman bir güvensizlik yaratmıştır." - B. Necatigil
- soru, sorgu, konu, sorun, mesele, problem, kuşku, şüphe, sorguya çekmek, kuşkulanmak, şüphelenmek, - den şüphe etmek
- sual sormak