- yer
isim Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- bölge
isim Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka"Maddeden mi nereden geldiği belirsiz olan bu kıymet son tahmi
- mahalle
isim Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri"Bir dakika sonra çığlık bütün mahalleyi ayaklandırdı." - E. İ. Benice
- çeyrek
sıfat Dörtte bir
- dördün
isim Ay vb. gök cisimlerine ait daire biçimindeki görünümlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarım ay, terbi
- kaynak
isim Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- aman
ünlem Yardım istenildiğini anlatan bir söz"Aman yakalayın."
- havalı
sıfat Herhangi bir nitelikte havası olan"O murdar kokulu, ağır havalı yere..." - H. E. Adıvar
- yaka
isim Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- semt
isim Şehirde yerleşim bölgesi, yaka"Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır." - İ. A. Gövsa
- taraf
isim Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri"Apartmanın temizliğine azami dikkat edilecek, her taraf pırıl pırıl olacak." - E. Şafak
- cihet
isim Yön, yan, taraf"Pencereden gelen bu şehir seslerinin cihetini bile tayin edemiyordu." - P. Safa
- bağışlama
isim Bağışlamak işi, mağfiret, gufran"Hoşgörü ve bağışlamadır o insanı günahtan arındıran duygu." - İ. Aral
- etraf
isim Yanlar, taraflar"Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler." - P. Safa
- muhit
isim Çevre, yöre, etraf"Geniş enginlere, bitmez ufuklara alışan korsanı bu dar muhit sıkıyordu." - N. Hikmet
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- oturtmak
-i, -e Oturma işini yaptırmak"İçeri girer girmez bileğimden kavradı, önüne beni oturttu, hayvanı mahmuzladı." - S. M. Alus
- mahal
isim Yöre (I)"Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır." - N. Hikmet
- ordugah
Tarih, Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için konakladığı yer.
- civar
isim Yöre (I)"Civarda başka vinç bulamamışlardı." - A. Kulin
- komşuluk
isim Komşu olma durumu"Akrabalıktan öte komşuluk ilişkileri, hiç de seyrek yakınlıklar değildi." - A. Boysan
- sent
isim Doların yüzde biri değerinde para birimi
- dörtte bir
- trimestır
- çeyrekyıl
- üç aylık süre
- çeyrek, çeyrek sögen, üç aylık süre, sent, çeyrek dolar, dörde bölmek,
- askeri daire
- askeri kışlaya yerleştirmek
- dörde bölmek
- konak yeri
- senenin dörtte biri
- çeyrek saat
- üç ay
- üç aylık müddet