- para
isim, ekonomi Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit"Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı." - F. Otyam
- para çantası
isim Para taşımaya yarayan özel çanta
- kese
isim Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba"Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı." - F. Otyam
- kese
sıfat Kısa, kestirme (yol)
- çanta
isim Kösele, meşin, kumaş vb. hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek vb. koyup taşımaya yarayan kap"Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz." - Y. Z. Ortaç
- el çantası
isim İçine özel eşya konulan, günlük işlerde veya kısa gezilerde kullanılan çanta"Ben üstümdeki elbise ile ve el çantamdaki iki çorapla kaldım." - A. Gündüz
- hazine
isim Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet"Dünyanın hazinelerine başını çevirip bakmazdı." - R. H. Karay
- cüzdan
isim Para, kâğıt vb. koymaya yarayan küçük çanta"Yine heybeyi omzuma astım, cüzdanımı çıkardım." - A. Kutlu
- büzmek
-i Buruşturarak, sıkıştırarak veya kıvrım yaparak bir şeyin alanını ve hacmini küçültmek
- ödül
isim Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat"Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar." - A. Ağaoğlu
- kese ağzı kaytanı
- para kesesi
- küçük pul çantası, pul kesesi, kadın el çantası, alım gücü, kese, toplanan para, ödül,
- keseye koymak
- keseye koymak.
- para ödeme yeteneği. a common purse müşterek kese. a tight purse cimri kesesi. privy purse hükümdar hazinesi. public purse devlet hazinesi. put up a purse mükâfat olarak ortaya koymak.
- servetine güvenen. purse-strings kese bağları
- torba. purse-proud kesesine mağrur
- yardım için toplanılmış para