- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- aşı
isim, kimya Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
- çıkar
isim Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
- kar
isim Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı"Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu." - T. Buğra
- kazanç
isim, ticaret Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü"Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu." - C. Külebi
- işe yaramak
elverişli olmak"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- menfaat
isim Çıkar"Gelip gidenlerden çok menfaat oluyor." - H. E. Adıvar
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- avantaj
isim Üstünlük
- kazanmak
-i Kazanç sağlamak"Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım." - P. Safa
- kâr getirmek
bir şey para kazandırmak
- fayda
isim Yarar"Biz bu işlerde fayda görmedik." - A. Kulin
- yarar
isim Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj"Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık." - A. İlhan
- yararlanmak
-den Kendine yarar sağlamak, faydalanmak, istifade etmek
- faydası olmak
yararı olmak"Biz bu işlerde fayda görmedik." - A. Kulin
- istifade etmek
yararlanmak"Geminin altı saat tevakkufundan istifade ile bu şehrin içeri taraflarını araba ile gezdi." - A. H. Müftüoğlu
- istifade
isim Yararlanma"Geminin altı saat tevakkufundan istifade ile bu şehrin içeri taraflarını araba ile gezdi." - A. H. Müftüoğlu
- kar kazanç yarar
- kazanç getirmek
- kazanç, kâr, yarar, çıkar, yararı dokunmak, kâr sağlamak, kazanç getirmek