- töre
isim Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet"Töre anlayışları bu bilinçlilikleriyle pekişmiştir." - N. Cumalı
- eğitim
isim Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye"Sadece kolejinizde değil eğit
- çalışma
isim Çalışmak işi, emek, say"Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti." - N. F. Kısakürek
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- fiil
isim İş, davranış
- deneme
isim Denemek işi, sınama"Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum." - N. Hikmet
- eylem
isim Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon"Günler, düzenlenen eylemlerin baş döndürücü heyecanıyla hızla akıp geçiyordu." - A. Ümit
- yöntem
isim Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika"Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu." - A. Kulin
- tatbik etmek
uygulamak
- usul
isim Kökler, asıllar
- usul
isim Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz"Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu." - H. Taner
- usul
zarf Alçak sesle"Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler" - Karacaoğlan
- adet
isim, matematik Sayı"İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor." - N. Hikmet
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- hile
isim Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika
- pratik
sıfat Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
- gelenek
isim, toplum bilimi Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon"Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır." - N. Ataç
- alışkanlık
isim Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam"Yılların verdiği alışkanlıkla, kendimden emin konuşuyorum." - A. Ümit
- itiyat
isim Alışkanlık"Kâğıtlarını kendi eliyle aharlayıp terbiye etmek itiyadında idi." - S. Ayverdi
- uygulamak
-i Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata geçirmek, tatbik etmek"Nitekim bilge bunu açıkça söylemekle kalmaz, tamı tamına uygular da." - N. Uygur
- alışık
sıfat Herhangi bir duruma alışmış olan"Onun böyle durmasına alışık değilim." - A. Ağaoğlu
- çalışmak
nsz Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak"Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz" - E. B. Koryürek
- uygulama
isim Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik"Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor." - A. Ümit
- talim
isim Öğretim
- desise
isim Aldatma, oyun, düzen, hile, entrika"Bilmem hangi ağa desiseyle işret meclisine davet ettiriyor." - O. Kemal
- muayenehane
isim Hekimlerin hastalarını muayene ettikleri yer
- büro
isim Çalışma odası, yazıhane"Mühendislik bürosu."
- talim etmek
öğretmek, bilgi kazandırmak
- antrenman
isim, spor Alıştırma"Profesyonel boksörden, antrenman bahanesiyle senin karşında dayak yemek işime gelmiyor, kızım!" - N. Hikmet
- idman
isim, spor Alıştırma
- alıştırma
isim Alıştırmak işi
- egzersiz
isim, spor Alıştırma"Sabahleyin balkonda nefes egzersizlerini ihmal etmez." - H. Taner
- tatbikat
isim Uygulama"Yanlış tatbikat niçin seni bu türlü düşündürüyor?" - N. F. Kısakürek
- alışkı
isim Alışkanlık
- egzersiz yapmak
isim alıştırma yapmak"Sabahleyin balkonda nefes egzersizlerini ihmal etmez." - H. Taner
- talimli
sıfat Talim görmüş, eğitilmiş"Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum." - Y. K. Karaosmanoğlu
- antreman
- bir meslekte çalışmak
- dava açma usulü
- icraatta
- idmanla elde edilmiş
- müşteri çokluğu
- pratik yapmak
- pratik, idman, alıştırma, antreman, uygulama, eylem, alışkanlık, doktorluk/avukatlık, bkz.practise
- sanat icrası