- artı
isim, matematik Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- gerçek
isim Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat"Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir." - M. Kaplan
- tam
sıfat Eksiksiz, kesintisiz"Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım." - A. Gündüz
- çekici
isim Kaza veya arıza yapan, yanlış yere park eden aracı belli bir yere götürmek için kullanılan taşıt
- olumlu
sıfat Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif"Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz." - N. Cumalı
- pozitif
sıfat Olumlu, negatif karşıtı
- kesin
sıfat Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu"Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden." - N. Ataç
- mutlak
sıfat Salt"Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum." - H. E. Adıvar
- gerekli
sıfat Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza, zaruri"Bize gerekli olan şey, adamakıllı bir harita, bir de kılavuz." - H. E. Adıvar
- müspet
sıfat Olumlu"Müspet ve realist ilmî araştırmaların meydana gelebilmesi için istatistik bir zarurettir." - N. Hikmet
- katı
sıfat Sert, yumuşak karşıtı"Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." - F. R. Atay
- hakiki
sıfat Gerçek"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." - Atatürk
- emin
sıfat Güvenli"Bebesini emin ellere mi bırakmıştı acaba?" - A. Kulin
- katiyetle
zarf Kesinlikle"Cesurane ve daha ziyade ısrara bırakmayan bir katiyetle yalan söyledim." - H. Z. Uşaklıgil
- kuşkusuz
sıfat Kuşkusu olmayan, işkilsiz, şüphesiz
- belirgin
sıfat Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih"Sesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse." - A. Ümit
- esaslı
sıfat Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru"Büyüdüğü vakit de kendisine esaslı bir şey söylenmemiş." - N. F. Kısakürek
- vazıh
sıfat Açık, aydın, belli
- muhakkak
sıfat Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş"Yalnız muhakkak olan bir şey varsa o da, Orhan'ın bana fena hâlde âşık olduğudur." - N. Hikmet
- iyimser
sıfat Genellikle her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren, kötümser karşıtı, nikbin, optimist
- sarih
sıfat Açık, kolay anlaşılır, belli, belirgin, belgin"Bu hıyanetin müşterek müteşebbislerine karşı, alınması lazım gelen vaziyet sarihtir." - Atatürk
- zait
sıfat Çoğaltan, artıran
- şüphesiz
sıfat Şüphesi olmayan, kuşkusuz
- faydalı
sıfat Yararlı"Çok faydalı bir şeyi anlatmak istiyorum." - N. F. Kısakürek
- kalevi
sıfat, kimya Alkalik
- kesinlik
isim Kesin olma durumu, katiyet"Bu sözde kesinlik yok."
- yapıcı
sıfat Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren
- kesin şey
- müspet derece
- müspet elektrik akımı
- sarih sıfat
- sıfırdan büyük
- mutlak, kesin, emin, şüphesiz, faydalı, yararlı, olumlu, artı, pozitif,
- artı yüklü
- bir madde
- durum veya hastalığın varolduğunu gösteren
- kesin olarak positiveness katiyet
- kesinlik.
- ışıkları ve gölgeleri tabii halde gösteren fotoğraf