- mal
isim Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü"Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı." - Ö. Seyfettin
- talan
isim Yağma
- talan etmek
yağmalamak
- soymak
-i Bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak"Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu." - A. Gündüz
- ganimet
isim Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal"Burunları bile kanamadan ganimete kavuşacaklardı." - F. F. Tülbentçi
- yağma
isim Yağmak işi
- yağma etmek
birçok kimse, zor kullanarak bir malı alıp kaçmak"Yağma ve hırsızlıkla güvenlik ve huzuru bozmaktadır." - F. R. Atay
- yağmalamak
-i Yağma etmek
- plaçka
isim Çapul
- çapul
isim Soygunculuk, plaçka"Tanınmamak için yüzlerini karalayarak gece çapuluna çıkmış iki haydut." - H. R. Gürpınar
- çalmak
-i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- aşırmak
-i, -den Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
- yağmacılık
isim Yağma etme işi"Birçok geçit yerlerinde eşkıyalık, yol yağmacılığı, çapulculuk türedi." - A. Gündüz
- gasp etmek
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Zorla elinden almak.
- çapulculuk
isim Çapulcunun yaptığı iş, plaçkacılık"Birçok geçit yerlerinde eşkıyalık, yol yağmacılığı, çapulculuk türedi." - A. Gündüz
- olca
- zorla almak
- mal.
- yağma etmek, yağmalamak, yağma, soygun, yağmacılık, soygunculuk, garet, talan, yağmalanan mal, oğurlanmış şey, çalınmış eşya, ganimet, kazanç, menfaat, fayda
- özel eşya