- yürek
isim, anatomi Kalp
- çekme
isim Çekmek işi"Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı." - C. Uçuk
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- yağma etmek
birçok kimse, zor kullanarak bir malı alıp kaçmak"Yağma ve hırsızlıkla güvenlik ve huzuru bozmaktadır." - F. R. Atay
- çalmak
-i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- asılmak
nsz, -e Asma işi yapılmak veya asma işine konu olmak"Yan yana asılmış aynı boyda tablolar gördük." - B. R. Eyuboğlu
- koparmak
-i Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak"O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" - O. C. Kaygılı
- sürüklemek
-i Bir şeyi yerden kaldırmadan iterek veya çekerek götürmek"Prenses koluma girdi, sürüklercesine büfeye götürdü." - A. Gündüz
- yolmak
-i Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak"Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş." - M. Ş. Esendal
- sakatat
isim Kesilmiş hayvanın yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin, vb. iç organlarıyla baş ve ayakları
- cesaret
isim Güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven
- yüreklilik
isim Yürekli, korkusuz, cesur olma durumu, yiğitlik
- zorlamak
-i Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek"Bir realite hissi ile değil, bir tarih hissi ile kendimizi zorluyorduk." - F. R. Atay
- yiğitlik
isim Yiğit olma durumu, yiğitçe davranış, yüreklilik, cesaret"Türk yiğitliği destanları, kendilerine layık olacağı kadar yazılabilmiş değildir." - A. Ş. Hisar
- soyup soğana çevirmek
hiçbir şey bırakmamacasına soymak"Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu." - A. Gündüz
- cesaret vermek
birinin yılgınlığını gidermek, birini yüreklendirmek
- koparma
isim Koparmak işi"Öte yandan canavar düdükleri de ilk çığlıklarını koparmaya başlamışlardı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yolma
isim Yolmak işi"Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya" - Halk türküsü
- yiğitlik, cesaret, koparmak, tüylerini yolmak, kopartmak,
- aldatıp soymak
- kökünden sökmek
- tüylerini yolmak