- seçim
isim Seçme işi
- seçme
isim Seçmek işi, intihap, seleksiyon"Kendine yeni bir meslek seçmesini bildiğinden dilencilikte karar kıldı." - İ. O. Anar
- çilingir
isim Anahtarcı
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- iyileşmek
nsz İyi duruma gelmek"Hava iyileşti."
- bulmak
-i Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak"Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." - H. E. Adıvar
- çalmak
-i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- aşırmak
-i, -den Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
- ayıklamak
-i Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek"Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." - A. Gündüz
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- kazma
isim Kazmak işi
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- koparmak
-i Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak"O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" - O. C. Kaygılı
- yolmak
-i Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak"Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş." - M. Ş. Esendal
- ilerlemek
nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- seçmek
-i Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak"Ben bu kitabı seçtim."
- biçmek
-i Belli bir biçim vererek kesmek"Tahta biçmek."
- gelişmek
nsz, biyoloji Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak"Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir." - S. F. Abasıyanık
- kazmak
-i Herhangi bir araçla toprağı açmak, oymak
- delmek
-i Delik açmak, delik duruma getirmek"Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü." - P. Safa
- mızrap
isim, müzik Telli çalgıları çalmaya yarayan, kemik, maden, plastik veya özellikle kiraz ağacından yapılan alet, çalgıç, tezene, pena
- çıkartmak
-i Çıkartma işini yapmak"Bu adam bir senedir buraların resmini çıkartıyor." - B. R. Eyuboğlu
- toplanmak
nsz Toplama işine konu olmak"Ağaçtaki meyveler toplandı."
- sıyırmak
-i Hızla sürtünerek bir şeyin yüzünden bir parça soymak, koparmak veya üzerini hafifçe yırtmak"Çark elini sıyırdı."
- dürtme
isim Dürtmek işi"Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı." - H. E. Adıvar
- tercih
isim Yeğleme"Böyle bir tercihinin kefaretini ödemek ister gibi de bir porsiyon köfte söylemişti." - Ç. Altan
- seçenek
isim Birinin yerine seçilebilecek bir başka yol, yöntem, tutum, alternatif, opsiyon"İkinci seçeneğin düşüncesi bile sinirlerini altüst etmeye yettiğinden, çaresiz birinci yolu seçti." - E. Şafak
- tezene
isim, müzik Mızrap
- pena
isim Mızrap
- çalgıç
isim, müzik Mızrap
- devşirmek
nsz Bir araya getirmek, derlemek, toplamak"Köylü kızları gülüşe çağrışa kuru incir devşiriyorlardı." - Halikarnas Balıkçısı
- gagalamak
-i Kuş, gagasıyla yemi toplamak
- kemirmek
-i Sert bir şeyi dişleriyle azar azar koparmak"Sarmaşığın dibini biri beyaz, diğeri kara iki fare kemirip durmaktadır." - A. H. Çelebi
- kürdan
isim Dişleri temizlemek için kullanılan küçük, ince çöp"Babam paranın üstünü kürdanlarla birlikte olduğu gibi aldı, cebine koydu; garsona hiç bahşiş bırakmadı." - A. Ağaoğlu
- delik açmak
- anahtarsız açmak
- azar azar yemek
- iştahsızca yemek
- kazmak delmek toplamak seçmek
- koparıp toplamak
- kulaktan öğrenmek
- pratik olarak öğrenmek
- rasgele bulmak
- seçmek, seçip ayırmak, seçip almak, toplamak, koparmak, ayıklamak, sıyırmak, kemirmek, sivri bir aletle kazmak, açmak/kırmak, karıştırmak, seçme, seçenek, seçim, kürdan, kazma