- koruyucu
isim Koruyan kimse, muhafız
- yardım
isim Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- Müşteri
isim Hizmet, mal vb. alan ve karşılığında ücret ödeyen kimse"Fırçayı iyice sabunlar, hoş vuruşlarla dolaştırırdı müşterinin yüzünde." - N. Cumalı
- koruma
isim Korumak işi"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- sahip
isim Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik
- büyüklük taslamak
kendini üstün görmeye çalışmak, böbürlenmek"Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır." - N. Araz
- efendi
isim Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan"Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." - Y. Z. Ortaç
- himaye
isim Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim"Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum." - Y. Z. Ortaç
- patron
isim Bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi, başı, işvereni"Bizim gazetecilerin çoğu patronu hesabına suç yüklenir." - B. Felek
- korumak
-i, -den Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek"Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur." - O. S. Orhon
- veli
isim Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse, ege, iye
- hami
sıfat Koruyucu"Yegâne hamim, ondan gayri kimsem yok." - E. Işınsu
- hor görmek
bir kimseye değersiz gözle bakmak
- daimi müşteri
- hami koruyucu, sürekli müşteri
- müşteri oluş
- müşteriler
- müşterisi olmak