-
kalem sahibi : isim Yazı yazma konusunda gücünü kanıtlamış olan kimse
-
söz sahibi : sıfat Bir konuda bilgisi veya yetkisi olan (kimse)
-
sözüne sahip : sıfat Söylediğini yerine getiren, sözünü tutan
-
imza sahibi : isim Bir yere imza atan kimse
-
ev sahibi : isim Evi veya konutu yasalara göre tasarrufu altında bulunduran, evin sahibi olan kimse"Ev sahibimizden de böyle bir onarım isteyemezdik." - A. Kutlu
-
görüş sahibi : sıfat Görüş veya düşünce ileri süren (kimse)
-
anamal sahibi : isim, ticaret Anamalcı
-
iman sahibi : sıfat İnanmış, iman etmiş (kimse)
-
mal sahibi : isim Bir malı kendi mülkiyeti altında bulunduran kimse
-
sahipkıran : isim Güçlü ve üstün hükümdar
-
dert sahibi : sıfat Üzüntüsü, sorunu olan
-
hayır sahibi : isim Hayırsever kimse"Ne yapacağımı düşünürken içeriden bir hayır sahibi radyoyu açtı." - B. Felek
-
iş güç sahibi : sıfat Bir işi, bir görevi olan (kimse)"Bunlar dükkân, tezgâh, iş güç sahibi adamlar." - H. Taner
-
itidal sahibi : sıfat Ölçülü, ılımlı (kimse)
-
keramet sahibi : sıfat Keramet gösterebilen (kimse)"Soylu Seyfullah Paşa, hakikaten keramet sahibi bir adamdı." - R. N. Güntekin
-
kerem sahibi : sıfat İyi huylu, cömert (kimse)
-
liyakat sahibi : sıfat Başarılı, erdemli, yetenekli (kimse)
-
malumat sahibi : sıfat Bilgili
-
sancak sahibi : isim, denizcilik Donanma, filo ve üs komutanları gibi gemilerine fors çekme hakkı olan askerî personel
-
servet sahibi : sıfat Malı mülkü çok olan, varlıklı, zengin
-
şöhret sahibi : sıfat Ün kazanmış (kimse)"Şöhret sahibi imza, güçlük çekmezdi eserine alıcı bulmakta." - Y. Z. Ortaç
-
vizyon sahibi : sıfat Geniş görüşlü, ileri görüşlü, ufku geniş (kimse)
-
sahip çıkmak : kendinin olduğunu ileri sürmek
-
sahip kılmak : sahip olmasını sağlamak
-
sahip olmak : mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak