- yüz
isim Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- yüz
isim Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat
- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- iç oğlanı
isim, tarih Osmanlı Devleti'nde, saraylarda türlü devlet hizmetleri için aday olarak yetiştirilen genç, celep
- yan
isim Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü, profil"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
- bakış açısı
isim Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön, görüş açısı, açılım, perspektif"Bu üslubu ve bakış açısı yüzünden arka plana kaymış." - T. Buğra
- yaprak
isim, bitki bilimi Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler"Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar / Bülbülün konduğu dallar perişan" - Karacaoğlan
- sayfa
isim Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife"Parmaklarını sayfaların arasına sokup casusun kendisine verdiği parayı aradı ve buldu." - İ. O. Anar
- Uşak
isim Çocuk
- taraf
isim Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri"Apartmanın temizliğine azami dikkat edilecek, her taraf pırıl pırıl olacak." - E. Şafak
- sahife
isim Sayfa
- bet
isim Beniz kelimesi ile birlikte, "yüz rengi" anlamında ikileme oluşturan bir söz
- garson
isim Lokanta, pastane, kahvehane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden kimse"Öğle yemeklerinde garson olarak çalışacak, buna karşılık öğle ve akşam yemeklerini lokantadan yiyecekti." - N. Cumalı
- sayfa, bet,
- bir sayfalık dizgi
- hoparlör ile çağırmak
- kitap sayfalarını numaralamak
- otel garsonu