- tırnak
isim, anatomi İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka"Zarfın ucunu tırnağımla yırttım." - A. Gündüz
- söz konusu
sıfat Sözü edilen, üzerinde konuşulan, bahis konusu, bahis mevzusu, mevzubahis"Söz konusu tehlike ise bir yıl sonra doğacak olan ve kurduğu düşlerin hepsi bir anda gerçeğe dönüşüverecek bir çocuktan ibaretti." - İ. O. Anar
- meydana çıkarmak
açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- çalmak
-i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- yakalamak
-i Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak"Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." - R. H. Karay
- vurmak
-e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
- kavramak
-i Elle sıkıca tutmak"Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." - N. Cumalı
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- mıh
isim Çivi
- çivi
isim İki şeyi birbirine tutturmak, bir nesneyi bir yere sabitlemek için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk, mıh
- çivilemek
-i, -e Bir şeyi bir yere çivi ile tutturmak, mıhlamak
- mıhlamak
-i Mıhla tutturmak, çakmak, çivilemek
- Kur’an-ı Kerim, Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış.
- Sağlık-Tıp, Tırnak
- derhal
- tırnak, çivi,
- el tırnağı
- sıkı sıkı bağlamak
- tırnak çivi
- çok kuvvetli