- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- top
isim Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
- çokluk
isim Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı"Güzel seslere fazla kapılma, onun çokluğu gönül öldürür." - N. F. Kısakürek
- ağırlık
isim Ağır olma durumu"Taşın ağırlığı." "Yükün ağırlığı."
- kitle
isim Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle"Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." - H. E. Adıvar
- toplu
sıfat Topu olan"Toplu tabanca."
- bir araya gelmek
bir yerde toplanmak, buluşmak"Bir ara önümüzden şarkı sesleri geldi." - F. R. Atay
- blok
isim Kocaman ve ağır kitle
- kütle
isim Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın
- cisim
isim Doğada element, bileşik veya bunların karışımları hâlinde bulunan, kütlesi ve ağırlığı olan, duyularla algılanabilen şey
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- sürü
isim Evcil hayvanlar topluluğu"Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." - R. H. Karay
- kalabalık
isim Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu"Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum." - A. Haşim
- hacim
isim Bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, oylum, cirim, sıygı
- tümör
isim, tıp (***) Ur
- balyoz
isim Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, çok iri, ağır çekiç, varyos
- ayin
isim, din b. (***) Dinî tören, ritüel
- avam
isim Alt tabaka, havas karşıtı"Bu zihniyette olan avam değildi, bilhassa havas denilen insanlar böyle düşünüyordu." - Atatürk
- külçe
isim, madencilik Eritilerek kalıba dökülmüş maden veya alaşım"Bilmeyenin elinde en modern aletler bir maden külçesi hâline gelir." - M. Kaplan
- kitlesel
- yığın halinde toplamak
- yığın küme kilise ayini
- yığın, küme, çokluk, kütle, çok kişiyi ilgilendiren, kalabalık, toptan, seri, bir araya gelmek, kümelenmek, kalabalık oluşturmak