- büyük
sıfat Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
- ana
isim Anne"Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor." - Y. Atılgan
- çoğu
zamir Bir şeyin büyük bölümü"Biz o zaman okuduğumuz mısraların çoğunu ezber bilirdik." - A. Ş. Hisar
- binbaşı
isim, askerlik Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay
- büyük önerme
isim, felsefe, mantık Tasımın öncüllerinden büyük olanı, majör
- büyük terim
isim, mantık Kapsamı daha geniş olan son uç önermesinin yüklemi görevini taşıyan terim
- ağır
sıfat Tartıda çok çeken, hafif karşıtı"Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
- temel
isim Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü"Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." - H. E. Adıvar
- ağırbaşlı
sıfat Davranışları ölçülü, olgun (kimse), vakur, ciddi, hoppa karşıtı"Büyüdükçe sabırlı, ağırbaşlı bir insan oldu." - Y. Atılgan
- belli başlı
sıfat Belirli, muayyen"Dilimiz de mizah gazetelerinin belli başlı alay konuları arasında idi." - F. R. Atay
- yetişkin
sıfat Yetişmiş, olgunlaşmış
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- esas
isim Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
- majör
sıfat Büyük, önemli
- önemli
sıfat Önemi olan, mühim, ehemmiyetli"Benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz." - T. Buğra
- ergin
sıfat Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş"Ergin yemiş. Ergin ekin."
- ciddi
sıfat Şaka olmayan, gerçek"Kısa zamanda yarı şaka, yarı ciddi tenkit edecek kadar yakınlaşmışlardı." - T. Buğra
- başlıca
sıfat En önemli, başta gelen"Eleştirme her okurun, her seyircinin başlıca hakkıdır." - N. Ataç
- asli
sıfat Birincil"Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." - Anayasa
- reşit
sıfat, hukuk Ergin
- daha büyük, daha önemli, büyük, reşit, büyük önerme,
- birinci disiplin
- daha büyük