- taze
sıfat Bozulmamış, bayatlamamış olan"Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum." - Y. Z. Ortaç
- ilk
sıfat Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı
- bakır
isim, kimya Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (s
- yeni
sıfat Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı"Yeni giysi. Yeni ayakkabı."
- kız
isim Dişi çocuk"Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler." - Halikarnas Balıkçısı
- bekâr
isim Evlenmemiş kimse"Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı." - Ö. Seyfettin
- masum
sıfat Suçsuz, günahsız"Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret" - B. Necatigil
- bakire
sıfat Cinsel ilişkide bulunmamış (dişi), kızoğlan, kızoğlankız, erden"Bu mahallede bakire kızları bakkal dükkânına bile yollamıyorlar." - P. Safa
- nezih
sıfat Temiz"Bununla beraber sitemleri ve tarizleri onunkilerden çok daha ince ve nezihtir." - İ. A. Gövsa
- tecrübesiz
sıfat Tecrübesi olmayan
- mahcup
sıfat Utangaç"Kenara mahcup bir çocuk gibi büzüldü." - S. F. Abasıyanık
- el değmemiş
- evlenmemiş
- evlenmemiş kız
- genç kız
- evlenmemiş kız, bakire, evlenmemiş, ilk
- ilk. maiden effort ilk teşebbüs. maiden name evli kadının bekarlık soyadı. maiden over kriket oyununda sayı kaydedilmeyen devre. maidenly kız gibi
- mahcup.