- tek
sıfat Eşi olmayan, biricik, yegâne"Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." - Y. Z. Ortaç
- tek
sıfat Sessiz, hareketsiz, uslu
- bekâr
isim Evlenmemiş kimse"Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı." - Ö. Seyfettin
- tek başına
zarf Kendi kendine, yalnız olarak, münferiden"Kimse yüz vermezse tek başına oturur, hayırsever bir tanıdık beklerdi." - Ç. Altan
- yalnız
sıfat Yanında başkaları bulunmayan"Sokaktaki yalnız çocuk."
- kimsesiz
sıfat Annesi babası, yakını, koruyucusu olmayan (kimse), sahipsiz"Ocağın kimsesiz çocukları okuttuğunu da biliyordum." - F. R. Atay
- ıssız
sıfat Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban"Köşkün bütün odaları ıssız." - P. Safa
- tenha
sıfat Issız
- evlenmemiş. lone hand kağıt oyununda refakatsiz oynayan kimse
- kimsesiz, yalnız, tek
- tek başına mücadele eden siyasi aday.