- kilit
isim Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç
- lüle
isim Bükülmüş, dürülmüş şey"Bir lüle kaymak."
- kilitli
sıfat Kilidi olan"Kilitli bir bavul almak istiyorum."
- kapamak
-i Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek"Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı." - H. E. Adıvar
- kapatmak
-i Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek"Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." - H. Taner
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- kapanmak
nsz Kapalı duruma gelmek"Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı." - Y. Z. Ortaç
- kilitlemek
-i Anahtarla kilidi kapamak"Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu." - M. C. Kuntay
- engellemek
-i Bir şeyin gerçekleşmesini veya yapılmasını önlemek"Gelgelelim bu yalnız, bu mutlu ölüm düşünü tek bir şey engellemektedir." - A. Ağaoğlu
- kenetlenmek
nsz Kenetleme işine konu olmak"Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi." - Y. Z. Ortaç
- kilitlenme
isim Kilitlenmek işi
- kilitlenmek
nsz Kilitleme işi yapılmak"Kapı Nihat'la Muazzez'in üstüne kilitlendi." - P. Safa
- bukle
isim Küçük lüle durumunda, kıvrımlı saç"Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." - H. Taner
- kilitleme
isim Kilitlemek işi
- saç lülesi
- birbirine geçmek
- kanal havuzuna sokmak
- kilit, hareketli arna seddi, kilitlemek, kilitlenmek, bukle
- kilitleyip tutturmak
- kilitli şey
- saçlar
- silâh çakmağı