-
kilit nokta : isim Bütün işlerin bağlı olduğu önemli nokta, makam veya yer, kilit mevki"Nihayet kilit noktalardaki bazı dilencilere piştov dağıtıldı ve bunun sonucu hemen görüldü." - İ. O. Anar
-
kilit yeri : isim Kilidin yerleştiği yuva
-
kilit taşı : isim, mimarlık Anahtar taşı
-
emniyet kilidi : isim Kapı, kasa vb.nde güvenliği sağlayan kilit
-
kilit dili : isim Kilidin anahtarla sürülen parçası
-
kilit mevki : isim Kilit nokta"Japonya'da kilit mevkide dört büyük memur da şimdi aynı töhmetin altında." - H. Taner
-
kilit sarma : isim, madencilik İki veya daha çok bağ boyundurukları altına karşılıklı olarak atılmış ve birbirine fırçalarla bağlanmış olan bir çift sarma
-
asma kilit : isim Kilitlenecek şeyin üstündeki halkalara geçirilip kapatılacak bir biçimde yapılmış kilit"Kapıya yaklaşıyorum. Üstünde paslı bir asma kilit var." - A. Ümit
-
bindirme kilit : isim Gövdesi kutu biçiminde olan, kapak veya kapının arkasına doğrudan vidalanan, basit mekanizmalı kilit
-
gömme kilit : isim Gövdesi kapak veya çekmecenin kenarına açılan yuvaya gömülerek takılan kilit
-
ispanyolet kilit : isim Elbise dolabı, büro dolabı vb. eşyaların kapaklarına takılan, sürgü kolları ile kapağın altından ve üstünden kilitleme yapan bir gömme kilit türü
-
komple kilit : isim Bir mobilyanın sadece bir çekmece veya kapağına takılan, kilitlendiğinde mobilyanın bütün kapak ve çekmecelerini kilitleyebilen özel bir kilit türü
-
şifreli kilit : isim Üstünde her birinde çepeçevre birçok harf yazılı bir sıra tekerlek bulunan, bunlar çevrilerek bilinen bir kelime ortaya çıkarıldığında açılabilen kilit
-
topuzlu kilit : isim Kilit sistemini bünyesinde bulunduran kapı kolu
-
bagaj kilidi : isim Bagaj kapağını kilitlemeye yarayan alet
-
baston kilidi : isim, denizcilik Yelkenlide seren ucunun çatlamasını engelleyen çember
-
donanım kilidi : isim Bilgisayarda bazı programların izinsiz kullanılmasını engelleyen kilit
-
kilit altına almak : kilitlemek"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç
-
kilit gibi olmak : birbirine çok bağlı ve dayanışmalı olmak"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç
-
kilit kürek altına almak : her tarafı kiltlemek"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç
-
kilit kürek olmak : bir yeri korumak, o yerin güvenilir, sağlam adamı olmak"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç
-
kilit vurmak : kapatmak"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç
-
kilidi küreği olmamak : her şeyi açıkta bulunmak, kilitli yere saklanmamış olmak"Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı." - Y. Z. Ortaç