- çürük
sıfat Çürümüş olan"Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu." - Ö. Seyfettin
- çürüğe çıkarmak
bir nesneyi işe yaramayacak durumda olmasından dolayı kullanmayı bırakmak"Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu." - Ö. Seyfettin
- battal
sıfat En ve boyca alışılmış olandan büyük
- hasta
sıfat Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
- boş
sıfat İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - A. Gündüz
- değersiz
sıfat Değeri olmayan veya değeri çok az olan, önemsiz, kıymetsiz, naçiz"Peki öyleyse neden söz vermeyi değersiz bulmuşuz?" - N. Uygur
- geçersiz
sıfat Yürürlükten çıkarılmış, hükümsüz"Bu yasa geçersizdir."
- yaramaz
sıfat Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
- sakat
sıfat Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü"Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yatalak
sıfat Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)"Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." - Ö. Seyfettin
- hükümsüz
sıfat Yürürlükten çıkarılmış, yürürlükten kaldırılmış, geçersiz, hükmü kalmamış"Bu yasa hükümsüzdür."
- batıl
sıfat İnançlar bakımından gerçek olmayan
- malul
sıfat Sakat (kimse)"Ben belki artık malulüm belki ömrümün sonuna kadar böyle kalacağım." - N. Hikmet
- maluliyet
isim Sakatlık
- temelsiz
sıfat Temeli olmayan
- özürlü
sıfat Özrü olan"Aydın denen kişilerimizin bile önemli bir bölümü, okuma özürlü." - A. Boysan
- hastaya mahsus
- hasta kimse
- hasta olmak
- hasta zayıf
- hastaIıklı
- hastaneye göndermek
- malul kılmak
- malul olmak
- sakat kimse
- yatalak kimse
- hasta, sakat, hükümsüz, geçersiz
- maluliyet.
- muteber olmayan
- muteber olmayan.