- iç
isim Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- Orta
isim Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- dâhilî
sıfat İçle ilgili"Darülbedayi kısmını ve bu kısmın dâhilî şekil ve manzarasını anlatmalıyım." - H. F. Ozansoy
- sonra
zarf Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı"Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı." - M. And
- örtülü
sıfat Örtüsü olan"Ampir koltuklu, keten masa örtülü bir lokantaydı." - S. Erez
- moda
isim Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
- ile
bağlaç Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz"Çabuk bir süvari ile bana haber gönderiniz." - Ö. Seyfettin
- içeri
isim İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı"İçeriden sesler geliyor."
- içinde
zarf Süresince, zarfında"Bu yarım saat içinde evde neler geçti?" - Y. Z. Ortaç
- sırasında
zarf Gerekince, yerinde ve zamanında
- aslında
zarf Asıl olarak, esasen, esasta, haddizatında"Aslında temizliğe kalkışmak gibi bir düşünce dahi olmayabilir ilk anda kafalarında." - E. Şafak
- bakımından
zarf Bakış veya görüş açısı yönünden, değerlendirme açısından"Mamafih, bütün şiirimde şekil bakımından bir çeşit barok hâlâ hükmünü sürdürüyordu." - N. Hikmet
- cihetiyle
zarf -den dolayı, -den ötürü, sebebiyle
- de
Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu
- esnasında
zarf Sırasında, olduğu anda"Nasıl olsa mezarların kazımı esnasında taş sandukalar sökülmüş, olan olmuştu." - E. Şafak
- göre
zarf Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince"Kendime göre bir de aday buldum." - A. Ağaoğlu
- işte
edat Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık"İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler." - İ. H. Baltacıoğlu
- vaktinde
zarf Önceden belirlenen, düşünülen vakitte"Geceyi geçireceğimiz kaza merkezine vaktinde yetişmemiz şüpheye giriyor." - R. N. Güntekin
- vasıtasıyla
zarf Aracılığıyla"Bana, basın kartım vasıtasıyla birinci mevki bir bilet alındı." - N. F. Kısakürek
- üzere
zarf Amacıyla"Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." - P. Safa
- da
- içeride
- içeriye
- -de-
- içine
- -de
- -da
- -ta
- -te
- iken
- -a
- -dan
- -den
- -e
- -kan
- -ken
- -la
- -le
- -tan
- -ten
- evde
- giymiş
- dahili, iç, içeriye, içeride, evde, moda, iktidarda,
- amacıyle
- bilmeyerek
- dahilinde
- düzenlenmiş
- elinde
- etkili tarafın üyesi
- güçlük içinde
- halinde
- ile meşgul
- kazanmış
- mevsiminde
- süslenmiş
- tesirinde
- vazife ba- şında
- yedi adet
- zamam dolmadan önce