- bozuk
sıfat Bozulmuş olan"Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." - T. Buğra
- bozuk
isim, müzik Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz
- eksik
sıfat Bir bölümü olmayan, noksan, natamam"Bu kitap eksik, baş tarafı yok."
- hikâye birleşik zamanı
isim, dil bilgisi Yalın zamanlı bir fiilin geçmişte yapıldığını anlatan, idi > -di ekiyle kurulan kip"(geldi + idi) > geldiydi, (gelse + idi) > gelseydi."
- aksak
sıfat Aksayan, hafifçe topallayan
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- hatalı
sıfat Hatası olan, yanlışlığı bulunan"Hatalı yazı. Hatalı davranış."
- kusurlu
sıfat Kusuru olan
- noksan
sıfat Eksik
- bitmemiş
- tatbik olunamaz
- uygulanamaz
- eksik kusurlu
- kusur.
- kusurlu olarak. imperfectness eksiklik
- kusurlu, eksik, hatalı
- tamam olmayan
- tamamlanmamış