- ters
sıfat Gerekli olan duruma karşıt, zıt
- ters
isim Hayvan pisliği
- kötü
sıfat İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı"Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." - N. F. Kısakürek
- açı
isim, matematik Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
- haksız
sıfat Hak ve adalete uygun olmayan
- sert
sıfat Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı"Sert tahta."
- alçak
sıfat Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
- zarar
isim Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat"Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar." - M. Ş. Esendal
- aksi
sıfat Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi"Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti." - O. C. Kaygılı
- fena
sıfat İyi nitelikte olmayan, kötü"Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." - B. Felek
- fena
isim Ölümlülük
- dert
isim Üzüntü"Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden" - Halk türküsü
- genelev
isim Genel kadınların erkek kabul ettikleri yer, aşağı mahalle, kırmızıfener, koltuk, kerhane, umumhane
- hasta
sıfat Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
- yersiz
sıfat Barınacak yeri olmayan
- hastalık
isim Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı
- zamansız
sıfat Uygun olmayan bir zamanda yapılan, vakitsiz
- rahatsızlık
isim Rahatsız olma durumu, tedirginlik"Bununla beraber içimde bir rahatsızlık var, unutulmaktan korkuyorum." - H. E. Adıvar
- kötülük
isim Kötü olma durumu, kemlik, şer"Bunun için iyilerle kötüleri, iyilikle kötülüğü ayırt edebilmek lazım." - N. F. Kısakürek
- ahlaksız
sıfat Ahlak kurallarına uymayan
- uğursuz
sıfat Kendinde uğursuzluk bulunan, yomsuz, kadersiz, meymenetsiz, menhus, musibet, meşum, şom"Çöküyor dört tarafa uğursuz bir karanlık / Elde kalan, çökmeyen bir şey var: Kahramanlık" - F. N. Çamlıbel
- meşum
sıfat Uğursuz"İlk çocuğunu doğuran genç bir kadına meşum şeyler söylememeliydim, sustum." - A. Gündüz
- berbat
sıfat Kötü"Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer." - M. A. Ersoy
- keyifsiz
sıfat Sağlığı pek yerinde olmayan, rahatsız
- zararlı
sıfat Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr"Kanun ancak topluma zararlı olan şeyleri yasaklayabilir." - N. F. Kısakürek
- çirkin
sıfat Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı"Kız öyle müstesna bir güzelliğe sahip olmamakla beraber çirkin de değildi." - H. R. Gürpınar
- güçlükle
zarf Kolay olmayan bir biçimde, zar zor, zor bela"Pazartesi gecesi celepleri güçlükle savdı." - Y. Atılgan
- talihsiz
sıfat Talihi ters olan, talihi kötü olan, şanssız, bahtsız (kimse)"Alın yazısı bu masum ve talihsizi idama mahkûm etmişti." - H. R. Gürpınar
- düzensiz
sıfat Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam, aritmik"Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yarı aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk." - A. Kutlu
- rahatsız
sıfat Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz"Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu." - H. S. Tanrıöver
- sorun
isim Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem"Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır." - M. And
- sayrı
sıfat Hasta
- garaz
isim Kin
- hain
sıfat Hıyanet eden (kimse)"Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler." - T. Buğra
- hastalıklı
sıfat Vücut direnci az olan, çabuk hastalanan, mariz"Doğuştan hastalıklı çocuklar, kardeşlerinin ve yaşıtlarının aksine annelerine aittir yalnızca ve hep öyle kalırlar." - E. Şafak
- kerih
sıfat Tiksindirici, iğrenç
- sağlıksız
sıfat Sağlık durumu iyi olmayan, sağlığı bozuk, sıhhatsiz
- fena surette
- fenallk
- hasta, kötü, fena, zararlı, kötü biçimde, acımasızca, hoş olmayan bir biçimde, anca, güçlükle, ucu ucuna, kötü şey, kötülük
- içi rahat olmayan
- kabili- yetsiz
- ra- hatsızlık
- sıkıntı çekerek