- kötü
sıfat İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı"Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." - N. F. Kısakürek
- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- pek çok
sıfat Yeterinden fazla, bir hayli"Ona hayran olanlarımız pek çok fakat ne yazık ki onu hakkıyla okumuş ve anlamış bulunanlarımız pek azdır." - İ. A. Gövsa
- alçak
sıfat Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
- müthiş
sıfat Korkuya düşüren, korkunç, dehşetli"Aradan yıllar geçti. Hâlâ o müthiş uğultu ve çatırdamayı içimden silemedim." - N. F. Kısakürek
- ahlaksız
sıfat Ahlak kurallarına uymayan
- berbat
sıfat Kötü"Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer." - M. A. Ersoy
- aynasız
sıfat Aynası olmayan
- iğrenç
sıfat İnsanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh"Âdemoğulları Haliç'i iğrenç bir çöp tenekesi yapmışlardır." - B. R. Eyuboğlu
- tiksindirici
sıfat Tiksinilecek durumda olan, menfur"Sofrada tiksindirici her hareketten kaçınılır." - N. F. Kısakürek
- rezil
sıfat Alçak, aşağılık"Ah, seni serseri, rezil, alçak seni! Demek bana başkaldırıyorsun!" - N. Hikmet
- felâket
Trafik ve İlk Yardım, Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela.
- korkunç
sıfat Çok korkulu, korku veren, dehşete düşüren, müthiş"Bizi buraya getiren arabacı yolda birtakım korkunç şeyler söyledi." - H. R. Gürpınar
- dehşetli
sıfat Korku veya ürküntü veren"Dehşetli bir kâbusa tutulmuşların kıvrandıran ızdırabını duyuyorum." - A. Gündüz
- feci
sıfat Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik"Hâllerinde öyle bir kahırlı, kederli eda vardır, bütün bugünün feci hikâyesini söyler." - H. Z. Uşaklıgil
- dehşet verici
- iğrenç olarak
- korkunç, berbat, rezil, iğrenç, korkunç
- müthiş bir şekilde
- tüyler ürpertici
- çirkin olarak