- düğüm
isim İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- mâni
isim Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel"Kaç zamandır beynimi, kanımı ateşlendiren bu idealimin lezzetini tatmak için her mâniyi çiğneyeceğim." - H. R. Gürpınar
- mâni
isim, edebiyat Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri"Her köyde mâni, türkü söyleyen biri var." - M. C. Anday
- engel
isim Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- arıza
isim Aksama, aksaklık, bozulma
- takılmak
nsz Takma işi yapılmak"O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı." - A. Kutlu
- topallama
isim Topallamak işi
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- çekiş
isim Çekme işi"Bir düğümü bir çekişte açmak imkânını temin eden kesik ip ucunu bulunca durdular." - P. Safa
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- iliştirmek
-i, -e İlişmesini sağlamak"Seni bahçeye bir kenara iliştiririz." - F. R. Atay
- tutturmak
-i, -e Tutmasını sağlamak
- takmak
-i Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek"Gözlüğünü takıp masaya eğildi." - R. H. Karay
- aksama
isim Aksamak işi"Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." - Y. Z. Ortaç
- evlenmek
nsz, -le Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek"Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi." - E. Şafak
- yakalanmak
nsz Yakalama işi yapılmak, ele geçirilmek
- çekelemek
-i Tekrar tekrar çekmek"Deniz yakasından yakalamış, parmaklarını geçirmiş iki yakasına, çekeliyor." - Z. Selimoğlu
- ilişiklik
isim İlişik olma durumu
- ilişme
isim İlişmek işi
- ilişmek
-e Bir şeye hafifçe dokunmak, takılmak"Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi."
- adi duğüm
- bağlantı parçası
- ip ile bağlamak
- topallayarak yürümek
- bağlamak, takmak, otostop yapmak, çekiş, ani çekme, engel, terslik, pürüz
- hadisesiz bir şekilde
- hadisesiz bir şekilde.
- çekiş engel arıza